Başkanımızdan


 

SENDİKAL MÜCADELEDE TARIM ORMAN-İŞ

1980’li yıllarda Dünyada yaşanan değişim süreci çalışma yaşamını olumsuz etkilemiştir.

Adına yenidünya düzeni (YDD) neolibaralizm denilen sistem özünde sermayenin küreselleşmesi önündeki engellerin kaldırılmasını amaçlamaktaydı. Dünyada yeni liberal politikaların uygulanması ülkede sistemsel değişikliklere yol açmıştır. Ülkemize küresel politikaların (kapitalist-emperyalist) yansıması 24 Ocak kararları ile başlamıştır. İstikrar programı diye sunulan paket en çok işçi sınıfını etkilemeyi amaçlamaktaydı. 25 Ocak 1980 tarihinde 6400 işçi grevdeyken bu kararlar sonrası 60 bin işçi greve başlamıştır. İşçi sınıfının yanında toplumun muhalefet güçleri ayaklandı. Egemen güçlerin “istikrar programı suskun ve tepkisiz bir toplum hedefliyordu. Egemenler umduğunu bulamadı. Ülke hızla bir çatışma sürecine girdi. Bu çatışmalı süreç sonrası 12 Eylül darbesi yapıldı. Darbeci generaller darbe gerekçelerini çatışmalı sürecin sonlandırılması ve sükunetin sağlanması için deseler de gerçek neden sermayeye dikensiz bir gül bahçesi sunmaktı. Darbe sonrası Türkiye koca bir hapishaneye dönüştürüldü.

1980 darbesinden sonra kapitalist politikalar hızla uygulanmaya konuldu. Yerli sermayenin çok uluslu şirketler ile evlilikleri, sermayenin önündeki engellerin hızla kaldırılması ve emeği giderek daha da güçsüzleştirecek düzenlemeler hızla gerçekleştirildi.

1990’lı yılların başında kamu emekçilerinin sendikalaşma süreci başladı. 12 Eylül darbesinin getirmiş olduğu baskıcı dönemden sonra kamu emekçilerinin çıkışı toplumda tüm toplumda umut oldu. Sadece kamu emekçilerinin değil, tüm ezilenlerin mücadelesini yürütecek bir umut ışığı doğdu.

1990 sonrası önce KESK ardından, TÜRKİYE KAMU-SEN ve MEMUR-SEN konfederasyonları kuruldu.

2000’li yıllarda kamu emekçileri sendikaları demokrasi platformu adı altında sosyal güvenlik yasasına karşı bir milyonu aşkın emekçinin katılımıyla güçlü bir eylem gerçekleştirmiştir.

Kamu emekçileri sendikal hareketi 2000 yılından sonra giderek sınıf mücadelesinden uzaklaşmıştır. Sendikaların emekçilerin hak ve çıkarlarını korumak adına sınıf mücadelesi yürütmesi yerine siyasal tercihlerini öne çıkarmaları sendikal mücadeleyi zayıflatmıştır.  

KESK’in sendikal mücadelenin önüne Kürt sorununu koyması “Kürt sorunu çözülmeden sendikal mücadele yürütülemez” dayatması giderek ayrışmalara ve kopmalara neden oldu. Öte yandan Diğer iki Konfederasyon MEMUR-SEN  ve KAMU-SEN’in emek mücadelesinden uzak devlet eliyle örgütlenen yapılar olması sendikaları mevki-makam dağıtan kurumlar haline dönüştürülmesi emekçilerde güvensizliğe yol açmıştır.

Sendikamız TARIM ORMAN İŞ tüm bu olumsuzluklara karşı 6 Nisan 2010 yılında kurularak sendikal mücadeleye başlamıştır.

Sendikamızın önceliği, temsil ettiği emekçilerin, başta ücret, özlük haklarının iyileştirilmesi, sendikal hak ve özgürlüklerin engelsiz kullanımının sağlanmasının yanı sıra kamu kaynaklarının, kamu yararına kullanımının mücadelesini yürütmek olmuştur.

Sendikal mücadele yürütürken, devletten, siyasi partilerden ve işverenden bağımsız, temsil ettiği emekçilerin çıkarını önceleyen bir anlayış hakim kılınmıştır.

Sendikal alanımız, tarım ve ormancılık sektörü, kapitalist politikalardan en çok etkilenen alanlardır.  Ülkemiz tarımı kendi kendine yeten bir ülke iken hububat ve bakliyatın yanı sıra et, süt ürünlerinde dahi tamamen dışa bağımlı bir hale dönmüştür. Ülke ormanlarının amaç dışı kullanımı, kaynakların sermayenin çıkarlarına terk edilmesi doruğa ulaşmıştır.

Yürütülen ormancılık politikaları sonucu, orman köylüsü göçe zorlanmış, orman işçiliği taşeronların insafına terk edilmiştir. Hizmetlerin ve orman işçiliğinin özelleşmesi beraberinde, kayıt dışı çalışmayı (Suriyeli, Afganlı vb)  ve iş kazalarının hızla artmasına neden olmuştur. Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken bakanlık personel politikaları iflas etmiş durumdadır.  Sözde yetkili sendika Fetö örgütlenmesi modeli tam bir paralel yapı oluşturmuştur. En masumane bir talep için bile sendikal tercih sorulur  olmuştur.

Sendikamız tüm bu olumsuzluklar karşısında susmamıştır. Sendikamız Tarım Orman-İş Türkiye Kamu Emekçileri sendikal tarihinde en çok dava açan ve en çok dava kazanan sendikadır. Yürütmüş olduğumuz fiili ve meşru mücadele sonuç vermeye başlamıştır.  2021 yılı Ağustos ayında Sözde Yetkili MEMUR-SEN ile  yandaşı, KAMU-SEN'in imzalamış oldukları sözleşmenin tam bir ihanet sözleşmesi olduğu tüm çalışan emekçilerin yanı sıra, 3 milyon emekçi tarafından iyi algılanmıştır.  Artık gerçek yüzleri görülmüştür.  Tarım ve orman emekçilerinin adresi bundan sonra sendikamız Tarım-Orman İş’tir. 

Bizler doğamıza, yaşam alanlarımıza, geleceğimize, sahip çıktık ve bu mücadeleyi yükselteceğiz. III. Olağan Genel Kurulumuzun sloganı “Yaşanabilir Bir Dünya Mümkün”  idi. IV. Olağan Genel Kurulumuzun ise “Umutlarımızı Birlikte  Yeşertelim” dir.  “Seninle Daha Güçlüyüz” diyor, tüm tarım-orman emekçilerini Tarım Orman-İş çatısı altında birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

 Yaşasın Sendikal Mücadelemiz!

 Yaşasın Emekçilerin Birliği!

 Yaşasın Tarım Orman İş!

 

MYK Adına                                                  Şükrü DURMUŞ

                                                                                                                          Genel Başkan 

 



Bu haberi paylaşın...